Cumhuriyet halk Partisi (CHP) İçişleri Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, 396 bin geçici koruma statüsü altındaki Suriyelinin AB ülkelerine gittiğini açıklayan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya yanıt verdi. Geri Kabul Anlaşması’nın yükümlülüklerini hatırlatan CHP’li Bakan, “Kayıp 396 bin Suriyeli, Avrupa’ya ulaşmış olsaydı, zaten kısa süre içinde geri gönderilmiş olurlardı ve Sayın Yerlikaya’nın bu insanları aramasına gerek kalmazdı. Çünkü nerede olduklarını ve ne zaman Türkiye’ye varacaklarını AB çoktan bildirmiş olurdu” dedi.
“Kaçak yollardan ülkemizi terk eden bu insanlar Avrupa’da kayda alınsa Türkiye’ye iade edilmez mi? Kayıt altına alınmadılarsa Ali Yerlikaya bunu nasıl tespit etti?” diye soran CHP’li Bakan, Ali Yerlikaya’nın, “adres bildirmeyen 396 bin Suriyelinin Avrupa’ya gittiğini” nasıl tespit ettiklerini açıklaması gerektiğini söyledi. CHP’li Murat Bakan’ın açıklaması şu şekilde:
Yerlikaya, AB ülkelerine “bize geri gönderin” demiş oldu
“Sayın Ali Yerlikaya’yı her gün bir televizyon kanalında izliyor ya da bir gazetede çıkan açıklamalarını okuyoruz. Ve maalesef her yeni güne farklı rakamlarla yaptığı farklı açıklamalara hayret ederek başlıyoruz. Geçen gün “rakamlar üzerinden fitne çıkarılmaya çalışıldığını” iddia etmişti. Bu rakamsal karışıklığı ya da kendi tabiriyle “fitneyi” bizzat kendisi yaratıyor. Bize de söylediklerindeki çarpıklığı sorgulamak ve kamuoyuna doğruları anlatmak düşüyor. Sayın Yerlikaya, geçtiğimiz hafta “729 bin Suriyeli beyan ettiği adreste oturmuyor” dedi, şimdi de beyan ettikleri adreste bulamadığı ve adres güncelleme duyurusuna yanıt vermeyen 396 bin geçici koruma statüsü altındaki Suriyelinin AB ülkelerine gittiğini açıklayarak sığınmacılar konusunda adeta bambaşka bir skandala imza attı. Yani Yerlikaya, AB ülkelerine “bunları bize geri gönderin” demiş oldu.
“Geri Kabul Anlaşması’yla Türkiye bu göçmenleri geri kabul etmekle yükümlüdür”
Şöyle ki; Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında 2016’da imzalanan Geri Kabul Anlaşması, Türkiye’den AB ülkelerine yasa dışı yollarla geçen göçmenlerin geri kabul edilmesi sürecini düzenler. Bu anlaşma, hem Türkiye’de bulunan geçici koruma statüsündeki Suriyelileri hem de diğer düzensiz göçmenleri kapsar. Anlaşmanın Türkiye’ye getirdiği ciddi yükümlülükler var. Türkiye bu göçmenleri geri kabul etmekle yükümlü AB üyesi bir ülke, Türkiye üzerinden gelen ve yasa dışı yollarla kendi topraklarına giren bir göçmeni tespit ettiğinde, bu kişiyi Türkiye’ye iade edebilir. İade talebi, göçmenin Türkiye’den geldiğinin kanıtlanması durumunda yapılır. AB üyesi ülke, göçmenin Türkiye’den geldiğini kanıtlayabilirse -ki Ali Yerlikaya en yetkili ağızdan bunu kanıtlamış oldu- Türkiye bu göçmenleri geri kabul etmekle yükümlüdür. Türkiye’de geçici koruma altında olan Suriyeli göçmenler, eğer yasa dışı yollarla AB ülkelerine giderlerse ve yakalanırlarsa, AB ülkesi bu kişileri Türkiye’ye geri gönderebilir. Bu durumda Türkiye, bu kişileri yeniden kabul etmek zorundadır. Geri kabul edilen göçmenlerin geldikleri ülkeye geri gönderilmeleri, Türkiye’nin göç politikaları ve ilgili uluslararası hukuka göre değerlendirilir. Eğer göçmenlerin geldikleri ülke güvenli değilse veya geri gönderilmeleri insani nedenlerle uygun değilse, Türkiye bu kişilere uluslararası koruma sağlamak zorunda kalabilir.
Geri Kabul Anlaşması’nın yükümlülükleri
Göçmen kabulü, düzenlemeler ve işbirliği, finansal destek ve yardım Geri Kabul Anlaşması uyarınca Türkiye’nin göçmen kabulü, düzenlemeler ve işbirliği, finansal destek ve yardım başlıklarında yükümlülükleri vardır. Türkiye, AB ülkelerinden geri kabul ettiği göçmenlerin insani koşullar altında barındırılmasını sağlamak zorundadır. Bu yükümlülük, Türkiye’nin göçmen barınma merkezlerinin kapasitelerinin artırılmasını ve göçmenlere yönelik sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlerin sağlanmasını gerektirebilir. Türkiye, göçmenlerin geri kabul edilmesi konusunda AB ile sürekli işbirliği içinde olmalıdır. Bu, göçmenlerin kimlik tespiti, güvenlik kontrolleri ve geri gönderme süreçlerinin hızlandırılması gibi konuları kapsar. Türkiye, AB tarafından belirlenen kriterlere ve uluslararası hukuka uygun şekilde hareket etmelidir. Geri Kabul Anlaşması kapsamında Türkiye’ye, göçmenlerin barındırılması ve ihtiyaçlarının karşılanması için AB tarafından finansal destek sağlanmaktadır. Ancak bu destek, Türkiye’nin yükümlülüklerini tamamen karşılamayabilir, bu nedenle ek maliyetler Türkiye’nin zaten darda olan bütçesi dolayısıyla yoksul halkın üzerinde baskı yaratacaktır.
“Kayıp 396 bin Suriyelinin Avrupa’ya gittiğini nasıl tespit ettiniz?”
Geri Kabul Anlaşması’nın dördüncü maddesi, doğrudan üçüncü ülke vatandaşlarına yönelik geri kabul süreçlerini düzenler. Maddeye göre; Türkiye bir üye devletin başvurusu üzerine, talep eden üye devletin ülkesine girme, ülkesinde bulunma veya ikamet etmeye ilişkin yürürlükte olan koşulları sağlamayan veya artık sağlamayan tüm üçüncü ülke vatandaşlarını veya vatansız kişileri geri kabul edecektir. “Kişilerin geri kabul başvurusunun ibrazı esnasında Türkiye topraklarından, bir üye devletin topraklarına doğrudan giriş için Türkiye tarafından düzenlenmiş bir vizeye sahip ise, Türkiye tarafından düzenlenmiş bir ikamet iznine sahip ise veya Türkiye topraklarında kaldıktan veya transit geçiş yaptıktan sonra Üye Devletlerin ülkesine yasadışı ve doğrudan giriş yapmış ise” Türkiye, bu kişileri geri kabul etmek zorundadır. Yani, kayıp 396 bin Suriyeli, Avrupa’ya ulaşmış olsaydı, zaten kısa süre içinde geri gönderilmiş olurlardı ve Sayın Yerlikaya’nın bu insanları aramasına gerek kalmazdı. Çünkü nerede olduklarını ve ne zaman Türkiye’ye varacaklarını AB çoktan bildirmiş olurdu.
Kaçak yollardan ülkemizi terk eden bu insanlar Avrupa’da kayda alınsa Türkiye’ye iade edilmez mi? Kayıt altına alınmadılarsa Ali Yerlikaya bunu nasıl tespit etti? Sayın Yerlikaya, “adres bildirmeyen 396 bin Suriyelinin Avrupa’ya gittiğini” nasıl tespit ettiklerini açıklamalı. Kayıp 396 bin Suriyelinin Avrupa’ya gittiğini nasıl tespit ettiniz? Ve en önemlisi de yaptığı bu açıklamayı düzeltmeli. Süleyman Soylu Bakanlık yaptığı dönemde boş boğazlığı sebebiyle canlı yayında yapılacak uyuşturucu operasyonu ifşa ederdi. Ali Yerlikaya da popülaritesini artırmak, kendini başarılı göstermek için konuşmaması gereken konuları konuşuyor, söylememesi gereken şeyleri söylüyor.”